Okulumuz Matematik öğretmeni Hatun ALIŞ tarfından başlatılan okulumuz kütüphanesinden en fazla kitap alarak okuyan öğrencilerimize hediyeleri Okul Müdürümüz Hasan ÇATMA tarfından verildi.Öğrencilerimiz Eyüp ULUDAĞ,Arif Ertuğrul DURAN,Yusuf KILPELİT,İsmail UYAR ve Muhammed Eren ÖKSÜZ kitap okumalarından dolayı kutlarız.

Kitap okumanın gerekliliğini eğitim hayatı içerisindeki faydaları ve günlük yaşantıdaki faydaları olarak iki başlık altında ele almak daha doğru olacaktır.

Günümüz eğitim sisteminde kitap okumak bir zorunluluk haline geldi. Artık ülkemizde gerçekleştirilen tüm sınavlarda derslerle ilgili teorik bilgilerin yanında kitap okuma becerisi de ölçülüyor. Bu durumu özellikle üniversiteye geçiş sınavları olan TYT ve AYT sınavlarında görmekteyiz. Sınav sorularını hazırlayan kurum olan ÖSYM, önceki yıllara kıyasla Türkçe paragraf sorularının uzunluğunu artırdı ve yeni soru tipi ekledi. Bu değişim sadece Türkçe sorularında değil diğer derslerde de yaşanmaktadır. Artık matematik soruları dahi öğrencilerin karşısına hikayeleştirilmiş uzun metinler şeklinde çıkmakta, öğrenciden metni okuyup daha sonra işlemler yapması istenmektedir. Peki soruları sadece düz bir şekilde okumak yeterli mi? ÖSYM birçok soruda öğrencilerden muhakeme, akıl yürütme ve karşılaştırma yapmalarını istemektedir. Yani öğrenci okuduğunu anlayacak ve anladıklarından bir sonuç çıkartacaktır. Peki öğrencilerimizin bu konudaki başarı durumu ne düzeyde? 2020 yılında yapılan 40 sorunun yer aldığı TYT Türkçe testinde Türkiye ortalaması yalnızca 14 olmuştur. Yani öğrencilerimiz okuyamıyor, okuduğunu anlayamıyor doğal olarak da soruları çözemiyor. Bu durumun temel sebebi ise öğrencilerimizde kitap okuma alışkanlığının olmamasıdır. Kitap okuma alışkanlığı olmayan öğrencilerin, okumaya yönelik çeşitli becerileri gelişemeyecek ve eğitim hayatında başarı yakalamaları da mümkün olmayacaktır. İşte bu sebeple öğrencilerin düzenli bir şekilde kitap okumaları onlar için bir seçenek veya hobi değil zorunluluktur. 

Düzenli kitap okumanın eğitim hayatına katkılarının yanında insanların gündelik hayatlarını kolaylaştıracak, onlara toplum içinde yetkinlik katacak bazı faydaları da bulunmaktadır. İnsan toplumsal bir varlık olmanın yanında, doğumundan itibaren diğer insanlara da muhtaçtır. Diğer insanlarla olan ilişkilerin temelinde ise iletişim yer almaktadır. İletişimin ise sözlü ve sözsüz olmak üzere iki boyutu bulunmakta ve bu boyutların her ikisi de önem teşkil etmektedir. İletişim becerileri gelişmiş olan insanların, hayatlarının hemen her döneminde daha avantajlı konumda olduklarını söyleyebiliriz. Aile, okul, meslek, flört ve evlilik hayatında bu becerilerinin etkin kullanılmasının kişinin iyilik haline direkt etki ettiğini görebiliriz. Sözlü iletişimin temelinde konuşma yer almaktadır. Konuşmanın temelindeyse kelimeler. O halde şu yorumda bulunabiliriz. İnsan ne kadar çok kelime biliyorsa kendini o kadar iyi ifade edebilir. İşte burada devreye kitaplar girmekte ve düzenli şekilde kitap okuyan insanların kelime dağarcığının daha geniş olduğunu görmekteyiz. Dolayısıyla kitap okuyan insanlar daha fazla kelime haznesine sahip olacak, insanlarla kurduğu iletişimde bu kelimeleri kullanıp kendini daha iyi ifade edecektir.

Kitaplar insanların sadece kendini ifade etmesini mi sağlamakta? Hayır. Kitap okumak doğrudan zeka gelişimi ile de ilgilidir. Nasıl ki sporcular kaslarının gelişmesi için düzenli olarak koşu yapıyor ve ağırlık kaldırıyorsa, işte zekanın ve beynin gelişimi için de kitap okumak, yeni kelimeler, kavramlar ve bilgiler öğrenmek gerekmektedir. Kısaca kitap okumak beyin gelişiminin antrenmanıdır.

Kitap okumayla alakalı değinmek istediğim diğer bir husus da kitapların içeriğiyle ilgili. Her kitap okunmalı mı? Hayattaki birçok şeyde olduğu gibi kitaplar için de bir sınıflandırma yapmamız mümkün. Bazı kitaplar diğerlerine göre daha bilgilendirici, doyurucu ve edebi olabilmekte. Bu sebeple kitap alırken seçici davranmak ve bazı kriterlere dikkat etmek faydalı olacaktır. Okumak istediğiniz kitapla ilgili eleştirilere göz atmak ve kitabın yazarıyla ilgili araştırma yapmak da size çeşitli fikirler verebilir.

İyi bir kitap okuyucusu farklı türlerde kitapları okuyan kişidir. Toplumdaki kitap okuma oranının düşüklüğü aşikar. Bunun yanında kitap okuyanların birçoğu için kitap okumak roman okumakla eş değer gözükmekte. Teorik anlamda bilgi yüklü olan, okuyunca insanın ufkunu genişleten birçok kitap bulunmaktadır. Felsefe, tarih, coğrafya, psikoloji, sosyoloji, siyaset, teknoloji, yapay zeka, antropoloji vb. tür ve konudaki kitapları okumak insanları daha donanımlı hale getirecektir. Kuramsal kitaplar aynı zamanda birer bilgi hazinesidir. O kitapların okuyucuları ise bu hazineye kolayca erişme şansına sahip olurlar. Örnek vermek gerekirse Halil İnalcık yıllarını vererek Osmanlı İmparatorluğu hakkında çeşitli araştırmalar yapmış ve bu yılların emeğini kitaplaştırmıştır. Okuyucu ise bu kitaplara ulaşarak yılların emeğini birkaç haftada özümseyebilir. Aynı zamanda 600 yıllık bir devletle ilgili ayrıntılı bilgiler yine çok kısa bir sürede öğrenilebilmektedir. İşte bu durum bilimin ve onun aktarıcısı olan kitabın bir sihridir.

Sonuç olarak düzenli kitap okuyan bireylerde beyin gelişimi desteklenecek, kelime dağarcığı artacak, öğrendiği bilgilerin sonucunda dünyaya, insanlara ve olaylara karşı bakış açısı değişecek, olayları daha iyi anlamlandıracak ve tüm bunların yanında kişi kendisini psikolojik olarak da iyi hissedecektir. Düzenli kitap okumak ve farklı alanlarda yeni kavramlar öğrenmek özellikle ergenlik döneminde çeşitli risk durumlarından da gençleri uzak tutacaktır. Bunun yanında tüm bu uğraşlar yaşamdan alınan doyumu artıracak ve günlük yaşamdaki stres faktörlerine karşı da koruyucu olacaktır.